22 Mart 2011 Salı

time lapse_tokyo


Tokyo Time Lapse - December 2010 from joe wiecha on Vimeo.

AKKAD


AKKAD gwegwar


Akkad By Gregoire Pierre, this art animation examines the effects of big-city rhythms on our lives and relationships. The project was created using Photoshop, After Effects, Final Cut, and RhythmTX. 

21 Mart 2011 Pazartesi

çağlar-geçişler, fonksiyonlar, algı




















Fener_balat_hareket_2

fener_balat_hareket_1

Fener_Balat_Durum_Analizi

hazal, filme yansıyanlar

İlk film, haliç, kıyı ve kıyısı

Eminönü ’nden başladığım rotada, yoğunluk ve karmaşanın yerini Haliç’ in kendini soyutladığı, koptuğu ya da koparıldığı bir duruma gelmesiyle birlikte durağanlık, sakinlik, sessizlik alıyor. Haliç’ in iç kısımlarına doğru ilerledikçe yaşantının yavaşladığını görüyorum, insan, hareket, ses yoğunluğu azalıyor.
Denizden bakınca, halici üç katman halinde algılıyorum; deniz, yeşil bant ve arkasından gelen eğimli topoğrafyadaki doku. Sanayi yaşantısının ve eski dokunun yerini alan yeşil bant, yaşantının sönümlendiği, arkasındaki/ önündeki dokudan ve denizden kopuk hareketsiz bir parça halinde.
Yeşil bant kendisini ayırdığı sınırla, mahallenin kıyısı olarak kalıyor. Aradan geçen yolun/ yolların da denizle ilişkisizliğe neden olan bir unsur olarak insanların parka gitmemesinde rolü büyük.
Bu üç katmanda da hız çok farklı ilerliyor. İnsan, araç, hareket, ses, doku, yoğunlukları birbirinden çok farklı.
Filmde anlatılmaya çalışılan da denizden bakılan Haliç fotoğrafları üzerinden üç katmana ayrılmış halde deniz, yeşil bant ve doku katmanlarının aralarını açarak kopukluğunun vurgusu.

2. fim, hayal

Haliç, korunaklı bir liman oluşu, fiziksel özelliklerinin getirileriyle kentte suya dokunabileceğimiz bir yer olma potansiyeline sahip. Merkezi konumuna ve üst üste düşen katmanlarının çekim gücü potansiyellerine rağmen kentlinin dokunmadığı bu suya ve yaşantıya, suyun bu kadar yakınında, suyun kıyısında yaşayan, sahil şeridinin kıyısından karşıya geçmeyen Haliç’ de yaşayan insanlar da ekleniyor.
Haliç, durgunluğuna çare olarak, kente ve Haliç’ e yeni bir imaj kazandırmak amacıyla yeşil banta yerleşen projelerle çevrelense de, projeler günlük yaşamın içine giremedikleri için proje sahiplerinin hayalleriyle sınırlanan işlemeyen mekanlar yaratıyor.
Oysa ki halicin sahip olduğu karşılaşma- çarpışma- alışveriş, iletkenlik ortamı, konumu, çeşitlilikleri, bağlayıcılığı, korunaklılığı kentliyi kendine çeken, orada yaşayan insanları suya doğru çeken bir mekan olma hayalini beraberinde getiriyor.
Halicin konumu, insanların denizle ve kentle ilişkilerinin zayıflığı nedeniyle harekete izin vermek, su, kara ve doku ayrıklıklarını bulanıklaştırmak için Halıç de su sporları etkinlikleri öngörülmüştür. Kara ve denizin , yeşil bant ve mahalle dokusunun netleşmiş sınırlarını kaldıran, denizde, karada olma durumlarının deneyimlemeye imkan tanıyan bir yaşantı hayali.

3. film, ayrıklık, bulanık kıyı

Katmanların kopukluğu ile birlikte, ayrıklığın (beyaz) kısmın aralanmaya çalışılması, doku ile parkı ayıran, denizle doku arasındaki yolda yürürken denizin algısının çok zayıf olması, görünmez ve görünür sınırlar arasında yürüme hissi,
yürürken arada boşluk bulunan park ve ardından gelen deniz görselleriyle algısızlığın anlatılmaya çalışılması,
balata yakınlaşma, hareket, hareketsizlik, yakın olma halinde uzak olma hali, iskelenin geçiş potansiyeli, geçişsizlik
ardından gelen hayal

4. film, balat, çeperin iki tarafı

Haliç' in geneli için gözlenen kopukluk Balat' ın çeperiyle ve bantın ikiye katlanma, yolun çift olma haliyle daha da kritik bir hal alıyor.
Deniz ve çeper arasındaki kesitte, çeperden sızan bir sokağın hizasındaki rotada, farklı noktalarda durarak, çepere ve denize olan farklı uzaklıklardaki ilişkiyi görmek, deniz, yol ve bantların uzaklıkla değişen algılarını göstermeye çalışmak, ardından gelen kıyı (deniz), çeper ve kıyı (çeperin arkasındaki yaşantı), Çeperden sızan sokağın arkalarından başlayarak yürünen yol ve gözlemi

hazal, 1/2000 vaziyet planı

4 Mart 2011 Cuma

barışözgül-yenikapı-sınırkavramlarınınaçılımı-kolajlar


yenikapı-sınırkavramlarınınaçılımı-günlük-barışözgül

Tarihi Yarımada sınırları içinde bulunmasına rağmen güncel dinamiklerin en çok ilgilendiği ve izlerinin görüldüğü bölgelerden biri Yenikapı. Eski –yeni, kara – su, hızlı – yavaş vb. pek çok zıtlığı içinde barındıran, ve şehrin kaderinde önemli bir etken olan farklı sayıda ulaşım ağlarının üst üste çakıştığı bölgenin potansiyeli başka hiçbir yeri düşünmeden beni burada çalışmaya sevketti. Bölge’nin ilk çekici özelliği, konut, sanayi, eğlence-ticaret ve ulaşım gibi farklı 4 katmanın “dar” sayılabilecek bir alanda ve eşit durumda yüzyüze geliyor oluşuydu.

Filmimde ilk olarak zaman katmanını anlatmayı denedim. Tarihin bilindik çizgiselliğinin dışında gelişen bir durum olduğunu düşünüyorum. Aşağıdan yukarıya katmanlaşan bölgede, bugünün gereksinimlerinden dolayı alt katmanlara doğru bir gedik açıldı. Bu gedik, bizi tarihe ulaştırdı, tarihin algılanışını değiştiren belgeler ortaya çıkardı, aynı zamanda bugünün de katmanlarını değiştirip yerine yeni katmanlar ekleyecek gücün kendisi oldu. İkinci adımda, mekansal anlamda bölgede neler olduğunu ve bunları nasıl hissettiğimi anlatmak istedim. Hem sınırlayıcı elemanlar (Banliyö Tren Yolu, Atatürk Bulvarı, Kennedy Caddesi…) hem de ” üzerinde durulan” yapılaşmış (Yalı Mahallesi) ve tam anlamıyla yapılaşmamış (Yenikapı Sahili) elemanların hissettirdiği dikeylik ve yataylık durumunu anlatan bir kompozisyon oluşturmaya çalıştım. Bu kompozisyonun üstüne bölgedeki farklı renk ve doku değişimlerinden oluşan, yatay bantları bindirdim. Son olarak, bölge içinde “dikkat çeken” iki farklı kullanıcı tipini belgeleyerek bölgenin yaşayışını anlamaya çalıştım. Bunlardan ilki deniz terminaline şehirden ayrılmak için gelen yolculardı. Hepsinin yaptığı işlevi çabucak dışarıya vuran göstergeleri, yanlarında taşıdıkları bavul ve torbalarıydı. Bence taşıdığı anlamdan ilginç bir şekilde mekanlaşabilecek bir potansiyel, kötü bir mevcut mekan durumunda bulunuyor bu bölgede. İkinci kullanıcı tipi Yalı Mahallesi’nde yaşayan Doğu’dan İstanbul’a göç etmiş, şehrin eski yaşayışının fiziksel izlerini taşıyan bir mekanın içinde olma durumunu yaşayan çocuklardı. Bu çocukların arka planı olarak o mahalledeki binaların, sokağa asılmış çamaşırların rengi ve dokusu bence müthiş bir uyum gösteriyor. Çocukların enerjisi hareketliliği, “diğer” insanlarla kolay iletişime girebilme durumları, bu kullanıcı tipinin bölgede varolan fiziksel sınırları (Atatürk Bulvarı) zorladıklarını, bu sınırları, kendilerini ve becerebilirlerse sınırın diğer tarafındakileri dönüştürmeye çalıştıklarını düşündürdü bana.

Filmi geliştirme ve bölgeyi anlama konusunda daha yeni fikirler oluşturmak için, Yenikapı hakkında bahsi geçen “çok katmanlılık” durumunu anlatan, bir graphic motion sahne tasarladım. “Kıvrım” kelimesinin yaşanılan hayatı modelleme konusunda söyledikleri burada çıkış noktamı oluşturdu. Bu model hayatı “heterojen bir maddesellik” üzerine kurguluyordu. Total bir mekan içinde, eşit fırsatlarda bir araya gelen birbirinden ayrı oluşlar, değişik zaman dilimlerinde interaktif biçimde ilişkiye geçerler. Bernard Cache’nin biyolojik evrimden yola çıkarak oluşturduğu bir metaforu özetlemek gerekirse: Kabuklu canlıların evrim sürecinde, tek parça homojen strüktürün farklı parçalara ayrılıp vücudun içinde iskeleti oluşturması gibi artık dünyayı basite indirgeme yöntemleriyle modellemekten ziyade çokluk ve karmaşıklığın kabulleri ile modelleme çalışmaları yapılmaktadır. Yenikapı da güçlü bir kıvrım bölgesidir ve daha da güçlü olma potansiyelini fazlasıyla barındırmaktadır.

Bölgeyi anlama üzerine hayal kurmak, aynı anda bölge hakkındaki somut verileri çoğaltma yönünde filmi üçüncü kez geliştirme işine girdim. Yenikapı sahilinden doğu ve batı yönünde sahil hattını yayan bir şekilde, banliyö tren hattını ise yolcu olarak katettim. Bu rota boyunca birebir ilişkili zıtlıklar ve aynılıklarla karşılaştım, ve bunları konumsal (doğu-batı) durumuna referans verip belgeleyecek bir sahne kurgulamayı denedim. Kıvrım modelini anlatan grafiklerimi bölgenin gerçek kullanıcı profillerini belgeleyen sahneler ile çakıştırdım. Kendi hayalimi karanın uzantısı olarak suya yansıtılan “kıvrım grafikleri” ile oluşturdum. Kendi içine kıvrılıp form değiştiren ve içinde boşluklar oluşturan dikdörtgenler (ki kıvrıldıktan sonra artık dikdörtgen olmayan dikdörtgenler!) farklı kullanıcı tiplerinin bir araya gelip birbirlerinin özgün atmosferlerini etkileyip değiştirebildikleri mekanlar oluşturuyorlardı. Bu atmosferler birbirlerinin değişen ara-bölgeleri olarak katı ve sıvı maddelere yansıyorlardı. Bazı olaylar sabit nesnelerin üzerinde olurken, bazı olaylar hareketli ve akışkan nesnelerle oluşup yok oluyorlardı.

Hayallerimi kolaj ve film ortamında oluşturduktan sonra, bölgeyi anlatan bir kesit maketi yaptım. Bölgenin ulaşım katmanları maket tekniğinin de yönlendirmesiyle beraber oluşturdukları dikeylik ve yataylık sınırlarıyla gerçeğe referans veren bir iskelet oluşturuyorlardı. Burada Yenikapı’daki görünmeyen iskeleti ortaya çıkarmak için örtücü toprak ve su katmanlarının yok sayılması durumu söz konusuydu. İskeletin etrafında bulunan yaşayışı oluşturan tüm karakterler yukarıdan sarkıtılan kuklalar biçiminde iskelete eklendi. İskeleti oluşturan elemanlar ve kuklalar arasında olduğu düşünülen immateryal ilişkileri ise film medyasında görünür kılmaya çalıştım ancak sonuç ürünü tatmin edici bulduğumu söyleyemiyorum, bu ilişkilerin ne olduğu ve bunların nasıl anlatılacağı üzerine daha fazla düşünmem gerekiyor.

27 Şubat 2011 Pazar

İstanbul gibi çeşitliliğin getirdiği, devingen dinamikleri olan bir şehirde, kaynayan şehirde, kaynama noktaları düşünüldüğünde (örneğin; istiklal caddesi) , başlı başına ayırıcı etken olan yollar, şehre çözülme ve yeni karşılaşmalar bağlamında ara mekanlar sunalabilirler. Öncelikle benzer karakterde olduğu düşünülen, Elmadağ-Dolapdere,Şişhane-Kasımpaşa ve Sirkeci-Eminönü geçişleri kıyaslanarak çıkarımda bulunulmaya çalışılmıştır. İlk videolarda, geçişin kıyısında olduğu yerlerin karakterleri geçişle beraber genel anlamda anlaşılmaya çalışılmıştır. Bunun önce önce o yerden dinamikler, ardından geçişin üzerindekilerle beraber, ayrışan, iç-içe geçen durumları anlaşılmaya çalışılmış ve ulaştığı yerdeki durum (hangi taraftan baktığına göre, ulaştığın yer değişir tabiki) içinde ifadeler kullanılmıştır.

İkinci videoda, sirkeci-eminönünde geçişinde geçişteki faktörlerin azlığı (yalnız insan-bundan da birsürü şey çıkabilirdi; fakat üzerine gidilmek istenmedi) ile bu hat elenmiş, kalan iki yer karşılaştırılmasında geçişte ne var, insanlar ve araçlar ne yapıyor diye düşünülmüş ve görselleştirilmeye çalışılmıştır. (yeşil,pembe çizgili anlatım-araç insan karşılaşması,...) Sonucunda, Elmadağ-Dolapdere hattı da o aksında bir şey düşünüldüğünde, o şeyin elde edilen sonuç doğrultusunda, Dolapdere’ye ait olma isteğinin yadsınamayacağı verisiyle, geçiş nedir’in yanıtına cevap veremeyeceğinden bu aks da elenmiştir.

Şişhane-Kasımpaşa hattı, Haliç Tersanesi, uzaktaki Valens su kemeri, Haliç’in kendisi, Şişhane’nin gelişimi ve dönüşümü, Haliç Tersanesinin dönüşümü, Kasımpaşa’nın dinginliği ve hemen dibindeki Taksimden farklılığı, hattın, ne o tarafa ne bu tarafa ait olması dolayısıyla sunması beklenen aralık bu yerde cezbedici etkenler olmuştur.Henüz hat hakkında totalde, sadece onun karakterine ait, yoğunlaşmış bir düşüncede video üretilmemiştir; fakat üretilmesi an meselesidir.

Yapılan filmlerde sahnelerin birbirinden akışı ve filmlerin bütünüyle film olabilme özellikleri eksiktir. Bu durum giderilmeye çalışılacaktır. Önceki çalışmalara ait hayalli videolar, Dolapdere aksı için yapılmış olduğundan, buraya koymaya gerek duyulmamıştır.







HaliçTersanesine.kesit