21 Mart 2011 Pazartesi

hazal, filme yansıyanlar

İlk film, haliç, kıyı ve kıyısı

Eminönü ’nden başladığım rotada, yoğunluk ve karmaşanın yerini Haliç’ in kendini soyutladığı, koptuğu ya da koparıldığı bir duruma gelmesiyle birlikte durağanlık, sakinlik, sessizlik alıyor. Haliç’ in iç kısımlarına doğru ilerledikçe yaşantının yavaşladığını görüyorum, insan, hareket, ses yoğunluğu azalıyor.
Denizden bakınca, halici üç katman halinde algılıyorum; deniz, yeşil bant ve arkasından gelen eğimli topoğrafyadaki doku. Sanayi yaşantısının ve eski dokunun yerini alan yeşil bant, yaşantının sönümlendiği, arkasındaki/ önündeki dokudan ve denizden kopuk hareketsiz bir parça halinde.
Yeşil bant kendisini ayırdığı sınırla, mahallenin kıyısı olarak kalıyor. Aradan geçen yolun/ yolların da denizle ilişkisizliğe neden olan bir unsur olarak insanların parka gitmemesinde rolü büyük.
Bu üç katmanda da hız çok farklı ilerliyor. İnsan, araç, hareket, ses, doku, yoğunlukları birbirinden çok farklı.
Filmde anlatılmaya çalışılan da denizden bakılan Haliç fotoğrafları üzerinden üç katmana ayrılmış halde deniz, yeşil bant ve doku katmanlarının aralarını açarak kopukluğunun vurgusu.

2. fim, hayal

Haliç, korunaklı bir liman oluşu, fiziksel özelliklerinin getirileriyle kentte suya dokunabileceğimiz bir yer olma potansiyeline sahip. Merkezi konumuna ve üst üste düşen katmanlarının çekim gücü potansiyellerine rağmen kentlinin dokunmadığı bu suya ve yaşantıya, suyun bu kadar yakınında, suyun kıyısında yaşayan, sahil şeridinin kıyısından karşıya geçmeyen Haliç’ de yaşayan insanlar da ekleniyor.
Haliç, durgunluğuna çare olarak, kente ve Haliç’ e yeni bir imaj kazandırmak amacıyla yeşil banta yerleşen projelerle çevrelense de, projeler günlük yaşamın içine giremedikleri için proje sahiplerinin hayalleriyle sınırlanan işlemeyen mekanlar yaratıyor.
Oysa ki halicin sahip olduğu karşılaşma- çarpışma- alışveriş, iletkenlik ortamı, konumu, çeşitlilikleri, bağlayıcılığı, korunaklılığı kentliyi kendine çeken, orada yaşayan insanları suya doğru çeken bir mekan olma hayalini beraberinde getiriyor.
Halicin konumu, insanların denizle ve kentle ilişkilerinin zayıflığı nedeniyle harekete izin vermek, su, kara ve doku ayrıklıklarını bulanıklaştırmak için Halıç de su sporları etkinlikleri öngörülmüştür. Kara ve denizin , yeşil bant ve mahalle dokusunun netleşmiş sınırlarını kaldıran, denizde, karada olma durumlarının deneyimlemeye imkan tanıyan bir yaşantı hayali.

3. film, ayrıklık, bulanık kıyı

Katmanların kopukluğu ile birlikte, ayrıklığın (beyaz) kısmın aralanmaya çalışılması, doku ile parkı ayıran, denizle doku arasındaki yolda yürürken denizin algısının çok zayıf olması, görünmez ve görünür sınırlar arasında yürüme hissi,
yürürken arada boşluk bulunan park ve ardından gelen deniz görselleriyle algısızlığın anlatılmaya çalışılması,
balata yakınlaşma, hareket, hareketsizlik, yakın olma halinde uzak olma hali, iskelenin geçiş potansiyeli, geçişsizlik
ardından gelen hayal

4. film, balat, çeperin iki tarafı

Haliç' in geneli için gözlenen kopukluk Balat' ın çeperiyle ve bantın ikiye katlanma, yolun çift olma haliyle daha da kritik bir hal alıyor.
Deniz ve çeper arasındaki kesitte, çeperden sızan bir sokağın hizasındaki rotada, farklı noktalarda durarak, çepere ve denize olan farklı uzaklıklardaki ilişkiyi görmek, deniz, yol ve bantların uzaklıkla değişen algılarını göstermeye çalışmak, ardından gelen kıyı (deniz), çeper ve kıyı (çeperin arkasındaki yaşantı), Çeperden sızan sokağın arkalarından başlayarak yürünen yol ve gözlemi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder